Arif olan anlar diyerek başlasın dökülmeye dudaklarımızdan arzuhalimiz...
Herhangi bir iz taşınıyorsa eğer; bu bir zamanlar bir yara açıldığındandır. Yarayı kimin açtığı pek de bir önem taşımaz bir yerden sonra; öfke yerini olgunluğa intikam ise yerini sûkunete bırakır. Yaranın varlığına alışıldığı gibi yaranın kapandığı da bir gerçektir belli bir zamandan sonra. Bakıldığında sadece bir iz kalmıştır orada, dokunulduğunda ise bir hissizlik vardır,bir "boşluk"..Yara kapanır kapanmasına ama eskisi gibi olamaz bir türlü,hissizlik ve iz hep kalır orada. Ondandır ki iz'imi görüp soranlara hep size söylediğim cümleyi söylemişimdir: Bir iz varsa eğer bu bir zamanlar bir yara açıldığındadır..Daha fazla söze ne hacet?
Aynaya bakınca "gördüğüm" ben, "gözüktüğümden" benden farklıymış aslında. İnsanlar benim için hep neşeli, canayakın, atak, korkusuz, sevimli derlerdi, üzüntülü olduğum pek görülmemişti. Ben de bir tebessümle kabul ederdim onca iltifatı. Bana iltifat değil itiraf lazımmış meğer.Çünkü ben gerçekte, bunalımdan bir türlü kurtulamayan, hiçbir düşünceye, inanca ya da insana bağlanamayan, sürekli huzursuz, karamsar ve yapayalnız biriydim.Yaşama coşkumu çoktan kaybetmiş, belki de hiç kazanamamıştım.Bana kalırsa kişisel tarihimin tek bir teması vardı:HAYAL KIRIKLIĞI.
Hayatımın temasını böyle görüyodum görmesine ama bana hayatın hep bir mayıs sabahı gibi sımsıcak,gül ve yasemin kokuları içinde, tatlı bir telaş içinde geçeceğini düşündüren anlar da vardı elbette. "İlk" anlardı bunlar. Hafızamda hep en güzel yerleri mesken tutan ve berbat biten bir ilişkiden sonra bile bebeğim gibi baktığım,tozlanmasına kırılıp bozulmasın hiç izin vermediğim ilk anlar ve o yeri doldurulamaz ilk anların güzelliği...Bütün başlangıçlar güzeldir ki zaten.
Zamanla eskiyen yıpranan bir şeymiş insan ruhu, bir yerden sonra eski saflığına dönemiyormuş. Tertemiz bir aşkla,güvenle,inançla başladığınız şeylerin sonu bazen çok büyük bir bozgun olabiliyormuş. Hele ki bu durumda kendi payınızın daha büyük olduğunu biliyorsanız,vicdan azabı size uykunun anlamını bile anımsatmıyormuş.Onunla ilk başladığımızda her şeyin harika olacağına inanmıştık ikimiz de,onun bana duyduğu büyük bir aşk ve bağlılık vardı ki işte o iki kavrama kendime inandığımdan çok inanmıştım aslında. Zamanla kavgalar baş gösterdi, sonra kıskançlıklar, sonra suskunluklar,iletişimsizlik, bıkkınlık ve kimbilir belki de aldatmalar birer birer zinciri oluverdi bu sonu gelmez döngünün. Onunla aramdaki dolambaçsız ilişkiyi zedelemiş, oyun oynamaya başlamıştım. Belki en başından beri onunla oynuyordum ama bunun bilincine ancak şu an varabildim. Ne olursa olsun, bir şeyler yitip gitmiş masumiyet artık bozulmuştu.
Arkası yarın sevgili okurlar..
Categories:
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Responses "Alâmetler~"
Yorum Gönder