Posted by O değil de... On Pazartesi, Şubat 22, 2010 0 yorum

Odamın karanlığında oturmuş gökten akıp giden bulutları seyrederken bir yandan Comptine d'un autre ete- l'aprés midi çalmakta bir yandan da...
kimimiz elindekilerin kıymetini bilmez, kimimiz bildiği halde bazen elinden bir şey gelmez, kimimiz gereken kıymetten fazlasını verir. Bu dünyada hiç bir şeyin adaleti yok ki kıymet bilmenin adaleti olsun. Hem kıymet nedir ki? Bir şeye değerini katan ben değil miyim? Ben olmadan,ben ona anlam vermeden o şeyin kıymetini nasıl ölçebilirim ki? Her şey adaletsiz ve her şey göreceli.Yitirdiğimiz şeylerin arkasından oturup kalakalma süresi bile öyle.
Evet biz insalar hep bir şeyler yitip gittikten sonra arkasından oturur ve kayıp gidişlerini izleriz tıpkı benim odamın karanlığında pencereye yapışıp hüzünlü şarkılarla yağmur bulutlarını izleyişim gibi.Kıymetini bilmediğimizi düşündüğümüz şeyler için bir değer taşıyıcı olur bulutlar.Oysa o bulutlar gidiyor ve bunu durdurmak için ne yazık ki elimden gelen bir şey yok daha sonra ise bir bakıyorsun gökyüzü açılıyor sonra yerine başka bulutlar geliyor,dünya sürekli dönüyor, hiç bir şey 1 saniye önceki gibi kalmıyor. Öyleyse başka şeylerin aynı kalmasını istemek niye?
Oturup Amelie'yi bir daha izlemeli şimdi.

Categories:

0 Responses " "

Yorum Gönder